23 Nisan 2017 Pazar

Neden Psikoloji?

Küçüklüğümden beri bir insana nasıl daha faydalı olabilirim ya da nasıl dünyayı kurtarabilirim düşüncesi hakimdi. Aslında bir insanı kurtarınca dünyayı kurtarmış gibi olduğumu zamanla fark ettim. Bu süreçten sonra da zaten seçmem gereken bölümün psikoloji olduğunu anladım. Sonra tabii bölüm hayaliyle birlikte bazı şeylerin de farkında olmam gerekiyordu. Psikoloji bana ne fayda sağlar ve ben insanlara nasıl yaklaşırım sorusu da oluşmaya başladı. İnsanın davranışından ya da yapmadığı davranıştan birçok şey çıkarabileceğimi düşündüm. Çünkü psikoloji tam da bunu inceliyor. Bir resmi değil de o resmi çizeni. Niye gökyüzünü yeşil yapmış mesela? Niye böyle farklı bu insan? Ne düşünmüş bunu yaparken ya da altında yatan şey ne? Bu tür soruların cevabı kuşkusuz bu bölüm sayesinde öğreniliyor. Her ne kadar kafamdaki soruların birçoğuna henüz cevap alamasam da eminim üst sınıflara geçince çoğu sorunun yanıtına ulaşacağım.
Psikoloji benim için bir hayal olarak başladı ve bu hayal bir insanı sonra da dünyayı kurtaracak.


Nida Nur YAĞIZ (İstanbul Arel Üniversitesi, 1)

Neden psikoloji? Çünkü küçüklüğümden beri hep bir hayalim vardı; insanları her yönden anlamak. Tabii o zamanlar biraz çizgi filmlerin de etkisiyle hayallerim insanların zihinlerini okumak, düşündüklerini onlar söylemeden bilebilmek gibi uçuk şeylerdi. Büyüdükçe hayalim gerçeğe yaklaştı ve beklentilerim bu yaklaşmaya göre şekillendi. Ortaokuldayken insanların oturuş şekillerinden, duruşlarından bir şeyler çıkaran psikologlar bana çok üst düzey gelirdi ve benim için birer kahraman olduklarını söyleyebilirdim. Sonra liseye geçtim, bulunduğum lisede bir rehberlik öğretmenimiz vardı. Mesleki olarak üst düzey donanıma ve tecrübeye sahipti. Rehberlik öğretmenimiz herkesi gözünden okurdu, beni de okumuştu ve psikolojiye olan ilgimi anlamıştı. Onun da vasıtasıyla kendime bu hedefi koydum, gözüm başka hiçbir şeyi görmeyecek şekilde çalıştım ve başardım. Kazandım. Hayatımın en güzel günlerini hayalim sayesinde yaşıyorum; seçme şansım olsa bu kadar güzel arkadaşlar seçemez, bu kadar güzel bilgiler edinemezdim. Teorik olarak açıklamaktansa böyle açıklamak istedim, hayalimi çok seviyorum. İnsanları her yönden anlamak dileğiyle.

Burhan DEMİR (İstanbul Arel Üniversitesi, 2)

Lise sonuncu sınıfın başında tanıştım psikoloji ile. O zamanlar yoğun bir duygusal dönemin içerisindeydim. Bu ve bunun gibi süreçlerin üstesinden gelmenin en iyi yolunun psikoloji olduğunu düşündüm. Üniversiteye adım attığım ilk vakitlerde bu durum biraz değişti. Kendime yardım etmenin dışında, diğer bireylere de yardım etmenin beni daha mutlu edeceğini anladım. Şimdi ise çok seviyorum bu bölümü. Kariyerimin doruklara ulaşması için daha fazla çaba sarf etmem gerektiğinin farkındayım, ki kendime ve diğer bireylere daha fazla yardımcı olabileyim.

Fırat ERDOĞAN (İstanbul Arel Üniversitesi, 2)

Neden mi psikoloji? Çünkü mutluluğumun nedenleri arasında insanların mutluluğu var. İnsanlara kendilerini iyi hissettirmek, beni mutlu ediyor, onlardan güç aldığımı hissedebiliyorum içten içe. Bir başka sebebi ise her şeyi anlamlandırmamı sağlayacak olması; insanları anlamak, kendimi bulmamı sağlayacak. Psikoloji; çünkü toplumuma en yararlı olabileceğime inandığım meslek, çünkü problemleri içten çözmek yapısı çok daha sağlam bir temel oluşturur. Kendim için ve herkes için!

Gülşah BAŞARAN (İstanbul Arel Üniversitesi, 2)

Küçük veya büyük tanıdığım, karşılaştığım herkesin kendince bir derdi var. Aynı zamanda bu tanıdığım, karşılaştığım herkesin kendi dertlerini en önemli ve en ağır görüp diğerlerinin yaşadığı dertleri, sıkıntıları küçümseme eğilimi var. Benim ve eminim herkesin karşılaştığı bir örnek üzerinden gitmek istiyorum: İki kişi iletişim halinde ve biri diğerine sıkıntısını anlatıp rahatlamak istiyor, belki o anda biliyor diğerinin kendi sorununu çözemeyeceğini ama en azından sadece dinlenilmeye ihtiyacı var. Peki tam bu sırada ne oluyor? Karşısındaki de kendi sıkıntısını anlatmaya başlıyor ve yine iki taraf da ne kendisini anlatabiliyor ne de karşısındakini anlayabiliyor. Ben karşımdaki insanı gerçekten dinlemek, anlaşıldığını hissettirebilmek ve yetkin biri olarak ona yardım edebilmek istiyorum. İşte tam da bu yüzden psikoloji!

Sabiha ŞENGÜL (İstanbul Arel Üniversitesi, 2)

Dünyanın neresinde olursa olsun işlek bir cadde de bir banka oturup kendinizi oradaki insanlardan soyutlarsanız ve gözlemleyerek izlerseniz psikolojinin hayattaki önemini anlarsınız. Günlük işlerini yapan sıradan insanların, basit işlerde bile ne kadar yorgun olduğunu, omuzlarındaki çöküklüğü, sürekli diğer insanlara çatık bakış attıkları için iki kaşının ortasında oluşmuş kırışıklığı gördüğümde insanların psikolojilerinin çok yorgun olduğunu ve düzeltilmesi, yeniden canlanması, insanların birbirine güler yüzlü olması, ana caddede insanların birbirine çarptığında bağırıp kaşlarını çatmak yerine özür dileyip selamlaşması için bir takım destekler almaları gerektiğine inandım. Ama asıl soru desteğe ihtiyacı olan çatık kaşlı yorgun insanlardan mı olacaktım, onlara dünyada oldukça güzel ve basit bir şey olan mutluluğumu hatırlatacaktım. Ben yolumu çizdim ve ikincisini seçtim; tam da bu yüzden psikoloji!

Semanur YASAV (İstanbul Arel Üniversitesi, 2)

Psikoloji bölümü benim için aslında çok da seçilmiş bir bölüm değil. Eşit ağırlık öğrencisiydim lisede. Bizim için iki ideal bölüm vardı: Hukuk ve psikoloji. Bana bu ikisi arasında psikoloji daha cazip gelmişti. Bölüme başlayana kadar aklımda hep televizyonlarda gördüğüm Freudyen Terapi biçimi vardı. İnsanlar hakkında çok gizli şeyler öğrenip hipnoz yapmak ya da insanların “çocukluğuna inmek” gibi düşünceler vardı. Sonra üniversite hayatı başladı ve daha ilk derste aslında böyle şeyler öğrenmeyeceğimizi söylediler ve hakikaten üçüncü sınıf oldum ama daha bir kişinin çocukluğuna inmişliğim yok.
​Bölümde ilerledikçe işin bence en zevkli kısmı olan sinir bilim kısmı beni cezbetmeye başladı. Bütün algıların, yanılgıların, bilme ve hatırlama, hayal kurma, rüya görme gibi bir sürü şeyin bir buçuk kiloluk bir organdaki birkaç sinir hücresinin birbirleriyle iletişim kurmasından başka bir şey olmayışı çok cezbedici bir durum. Asıl sorun hangi sinir hücreleri nasıl iletişim kurunca bunlar oluyordu? Çok mu merak ettiniz? O zaman fizyolojik psikoloji dersine kadar bekleyin. Sonra zaten merak ettiğinize pişman olacaksınız.


Anıl UZUNOĞLU (İstanbul Arel Üniversitesi, 3)

Pek çok konu için "neden" ve "nasıl" sorularını sık sık soran bir insanım. Bu sorularımın karmaşık bir organizma olan insan üzerine yoğunlaştığını fark ettiğimde üniversitede birinci sınıftaydım ve kendi kendime "doğru yerdeyim" dedim. İnsan, hakkında merak edilebileceğim çeşit çeşit konu sıralatabiliyor bana; insanın davranışları, hafızanın yapısı, algı, dikkat süreci, insanın evrimi ve davranışlarımıza etkisi, insan beyni, kişiler arası iletişim, yaşam boyu gelişim, sosyal yapıda insanın yeri... Psikolojinin benim için en keyifli yanı, sorularımın cevaplarına ulaşabilmem ve yeni öğrendiklerimle yeni sorular üretmeye devam edebilmem.

Ayşe Melis TEMİZCİ (İstanbul Arel Üniversitesi, 3)

Kısa bir paragraf yazacak olsam da üzerine düşünmem gereken bir yazı oldu. Neden psikoloji? Bölümümde 3. senem. İlk yılımı hatırlıyorum. Bakış açım çok değişti. Sandığım kadar eğlenceli değilmiş. İnsanlara sihirli değnekle ruh sağlığı bağışlamıyormuşuz. Bunun için uzun bir süre ve bilgi birikimi gerekliymiş. Ama tabii ki bunların yanında insan yaşamına dokunuyor, keşfediyor olmak çok güzel. İnsan gelişimine ilişkin kuramlar, basit davranışların dahi nasıl oluştuğunu öğrenmek insana ciddi boyutta farkındalık kazandırıyor. Çoğu bilim dalıyla da bağlantılı olması psikolojinin hayatımızdaki yerinin büyüklüğünü gösteriyor. Kendi sürecimize veya toplumsal boyuttaki değişimlerin bireysel noktasına dair bir fikrimiz oluyor. Bunlar benim psikolojiyi sevme ve bu alanda ilerlemek isteme sebebim oldu. Sevdiğim alanda vaktimi değerlendiriyorum. Bence dünyanın şanslı insanlarındanım.

Ayşe ŞAMLİOĞLU (İstanbul Arel Üniversitesi, 3)

Birini anlamak, tüm hayatı anlamaya giden bir yol benim için. Psikolojiyi seçme ve sevme sebebim insanları sevmek. İnsanları merak etmek, insanların öykülerini merak etmek, öykülerin yaşama etkilerini merak etmek. Psikolojiyi seçtim çünkü insanları dinlemeyi, anlamaya çalışmayı ve kendimi onların öykülerinde onların yerine koymayı seviyorum. İnsanlara yardımcı olabilmeyi seviyorum. Birine umut olmayı, hayal kurdurmayı ve belki iyileştirmeyi seviyorum. Kalplere dokunmayı seviyorum. Acıları, sevinçleri, gözyaşlarını, kahkahaları paylaşmayı seviyorum. Hiç kimse çok mutlu değildir, çok mutluluğa en yakın hissetmeyi ve hissettirebilmeyi seviyorum. İnsan beyninin karmaşıklığını seviyorum. Psikolojinin var olanı düzeltmekten çok, var olanı çözümleyerek yaşama yeniden tutunmak olduğunu biliyorum. Bu bilinçle, bu yolda ilerliyorum. Umarım isteyen herkes, bu yolda bize eşlik edebilir ya da etmeye devam edebilir. İnsanları seviyorum, insanları sevin!

Betül AĞAÇHAN (İstanbul Arel Üniversitesi, 3)